9 Eylül 2007 Pazar

buğulu camlarda kaldı adın!

sendin hayatımın kaynağıalgülüm, gülgüzelim, gözgülümpapatyanın akı, karanfilin alı özlemim, vazgeçilmezimseninle uçardım güvercin kanatlarında her akşam bir ipekböceği sabrıbir güvercin aklığıbir anne sıcaklığıve bir kumru saflığıyla severdim senibilmezdindudağımda bir ıslıklabin sevda masalında beklerdim senigelmezdinher gece sevgimi göğe yıldız diye serperdimgörmezdingülüşün bahar buğusu olurdugülüşün bir avuç sugülüşün gülgülüşün karanfil kokususeni görmediğim güniki damla özlemiki damla hasret çiçeği olur düşerdin yüreğime tane tanekirpiklerimin kıyısında martı olurdunsusardı bütün denizler seni özlediğimdegelmezdinbir sevda masalında arardım seni bir çınarın dalında, bir gülün alında saçlarını koklardım tel teldudağına en güzel şarkılar yakıştırırdımayışığı dökerdim bakışlarına her gecebilmezdingüz biter kış gelir giderdi yaz biter bahar gelir geçerdigelmezdin buğulu camlara yazardım adınıyüreğime kazardım yüzünü gözlerimde sesini ruhumda saklardımgörmezdinİsterdim ki, baharda toprak olayımrüzgarda yaprak olayımkırmızı balonlara yükleyip yüreğimi her gece sana yollayayımisterdim ki, en güzel aşk öyküsü olsun aşkımızyüreklere yazılsın şiir şiir dünyada bütün sevenler, sevmeyenler gelenler, geçenler hep seni okusunisterdim ki,sonsuzluğun öyküsü olsun hayatın kaynağı, sevginin bağıgülün saflığıen güzel aşk hikayesi olsun aşkımız

sen

titreyen ellerle yazılmıs siirlerim...... getirdim sana....... bir yürek dolusu siir..... günesin siteminden olsa gerek gec dogdugu...... yagmurun inat etmiscesine yagmamaya... direndigi... dogrudur...seni görmedigim ya da... duymadıgım günlerde sesini... dogrudur bu koca dünyayı...senin üzerine kurmuslugum.. dogrudur, yatagımın altındaki... siir defterimin seni bekledigi.. belki benden daha derin bir hasretle.. dogrudur bu siiri kimsenin okuyamayacagı..belki senin bile... ama bir gece rüyanı calacagı... alaturka bir sarkı esliginde... yüregine ilmek ilmek... islenecegi... insan bir kere asık olmayagörsün...asık olmak degil de... ömür boyu tasımaya kafi gelecek bir hasreti....yüklenmek demeli.. ben bu şiiri yazdıgim... kalemi nasıl kutsal saydımsa yüregimce... ve bu defteri... ve gökyüzüne yüzünü nasıl cizdimse..... öyle sevdim seni..... iste böyle sevdim.....ölüm artık sadece...... senden kopmak demek..... seni bir daha görememek..... duyamamak sesini...... ölüm sadece bulamamak seni.....actıgımda gözlerimi...

Gel diye değil, Sev diye değil... Sadece Bil Diye !!!

Yanımdayken uzaklardasın.. Yaklaşmak istiyorum izin vermiyorsun. Yüreğimi yüreğine sakladım oysa bilmiyor musun? Yanındayken yakın olamadım şimdi gidiyorum. artık yanında da olamayacağım. Fark edecek misin yokluğumu, hissedecek misin yüreğindeki yüreğimin atışlarını.. Bir umuttu belki sana olan duygularım; belki seversin umudu.. Aslında her geçen günün sonunda bu umudum biraz daha tükeniyordu, tüketiyordun. Biraz daha eziliyordum söylediklerinle yada söylemediklerinle... Ne çok isterdim o yüreğin benim için çarpmasını, kalbindeki sevginin benim için olmasını, o sevgiyi karşılıklı yaşamayı... Ama hani söz vardır ya "Ben Seni Sevdim, Sen Beni Sevmesende Olur. Zaten Aşk Budur.." Daha ilk günden umutsuzdu belki benim sevgim. Ama tek suçlu ben miyim?. Senin hiç mi katkın olmadı bu yüreğe... Sen hiç bir zaman sonu olmayacağını bildiğim halde sevdiğim,yüreğimi vermekten korkmadığımsın.. Suç olduğunu bildiğim halde işlediğim Günahımsın..
Ama sen benim için hala Canım, Canımdan öte Hayatım, Canımın İçi, Koca Bebeğim, Nazar BoncuğumsunSeviyorum Bu Sevginin Seninle Bitmeyeceğine İnanacak Kadar-ama sen benim için hala Canım, Canımdan öte Hayatım, Canımın İçi, Koca Bebeğim, Nazar Boncuğumsun.... Seviyorum Bu Sevginin Seninle Bitmeyeceğine İnanacak Kadar
Gel diye değil, Sev diye değil... Sadece Bil Diye !!!

Ben Gözlerine Hasret

mahkûm olmak istedigim tek zindan gözlerindi oysa...gözlerin ki dört duvar arasinda gökyüzüne hasret kalisima bedel... acligim, susuzlugum, uykusuzlugum gözlerin...denizlerin en güzeli, en dalgalisi, en mavisi...sensiz zifir gözlerim grilere bakiyor artik...hicbir renge hasret degilim gözlerine oldugum kadar...*karanliklara koyma beni, ölümlere atma... sensiz öksüzüm ya, bicareyim, yarimim ya...dinmez gözlerimde yagmurlar, yüregim firtinalarda...ta kirpiklerimin ucuna kadar sizlar bedenim...günesi hic dogmayacak gecelerde yildizlar söner...en güzel cicekler kan aglar artik, mevsimler ki$a döner... bosluga düser ömrüm!...yasarken ölürüm!..

mavi fırtına

gözlerimdeki çığlığı duymak ister misin?yüreğimin sana olan isyanınıduyuyor musun martıların söylediği türküyübendendir onlar, sana adanıryol olur göz bebeklerinden uzar gider denizler gözyaşlarımla kabarıryüreğim o fırtınada boğulurbilir misin sana olan özlemlerimidoğru! sen hiç özledin mi ki ?isyan ettin mi hayata bağırıpbu kulun günahsız birisibilemezsin sen hiçbirini şimdi sitemlerim var hayatagül kokan sandıklarımdabu isyan bir gün senide sarar benim boğuldum o mavi dalgalarda

ölümsüz aşkıma

her akşam güneş seni bana saklarkeen ankalar yanardağ ağızlarına zümrüt taşırlarve her sabah sen benden giderken ankalar yıkık şehirlere lavlar taşırlar her taşınan zümrüt senin parlayan gözlerinave her taşınan alev benim yanan kalbime gelseunutmayacağın tek şey her anka zümrüt taşırfakat her anka alev taşıyamaz ölümsüz aşkıma

ilk yalnızlıktan!

ne söylediysem hep o ilk yalnızlıktanizin verdim kaçsın için ne çok aşkadönüşürken sonsuz bir yorgunluğakalbim..dilimin kayalığıgüne başlamak için ne iyi niyettir oysa annemin fotoğraftaki ellerihatırlatıyor bir kez daha: unutma şarkı söylemeyi!boğulmaya gittiğim denizlerden biliyorumhep o ilk yalnızlıkla kurtulduğumne çok ad var bende çocukların küs dediğikalbim!ambulansların bile yol verdiği!

4 Eylül 2007 Salı

VAR MI BİR İTİRAZIN?

Duyguların incindiği yer burasıİnsanlığın yoksayıldığı, karanlığın umuda bağlandığıAşk burası sevgi burası...Yüreğim titriyor yokluğunun üşümüşlüğünde Ve bir ayaz esiyor derine bakan gözlerindeÜrpertiyor tenimi sensizliği hissediyorumVarlıksızlığında paramparça olmuş ciğerlerimde...Hergün sürer mi bir acı?Sende ve senli günlerimde yokluğunun ilacı Ya beni vur Ya da tedavi et kanayan yaramı...Saatim yok hiç almıyacağımSensizliğe dayanamıyorum birde dakika mı sayacağım?Anasını satim bu gece yine inadına seni yaşıyacağımVar mı bir itirazın?Seni sevmemden dolayı utandırmaya çalışsanda beniGururların en büyüğü delice sevmemdir gözleriniSenin için yaşıyorum uğruna alıyorum nefeslerimiSöyle var mı bir itirazın?

SEBEBİM OLMA!

Ne OLur..agir basma üstüme..kaLemi aldirma eLime..yürek cigLigimi haykittirma bana..dayanamam..her kelimemde gözyaslarimla kararir burasi yoksa..dügümlenmesin yine bogazim.. deliLer gibi yazdirma bana duygularimi..kurtulayim bu tutkudan..nolur..sebebim olma..ne siirler ..yazdim sana..ne agitlar yaktim..nolur yine yazmama sebeb olma..ey benim sadik dostum.. beyazini isyanlarimLa kirletmek istemem asLinda..kalemimi kirda sen bari aci bana..bi vefasiz yar sevdim..gönlüm firar etti senin beyazlarinda..bi yürek sevdim..maneviyatima mal oldu..sana döktüm cesur bakislarimdaki yaLnizligimi..noLur..KaLemi Aldirma eLime..Ya kir ..yada bu aciyi sök aL KaLbimden..Yeterkii..sebebim OLma..

AĞLAYACAKSIN!

Bir buruk pişmanlık sarınca seniAldanmak ne demek anlayacaksınÇok arayacaksın bir dost eliniYalnızlık ne demek anlayacaksınYakınca içini aşkın ateşi Sevmek ne demek anlayacaksınYalansız aşkımı ,seven kalbimiSöylenen yalanlar yıkınca seniKırınca ümitleriniHatırlayacaksın mazide beniYaptıkların için AĞLAYACAKSIN!

GECEYDİ



geceydi, ama benim için bir kez daha gece oldu. beni aşkım sürüklemişti ölümün ortasına. bir kez de ölümün ortasında sınamak istemiştim aşkımı. o büyük yanılgımı, o büyük kaybedişimi."gitmesen olmaz mı? sana çok ihtiyacım var.""gitmek zorundayım... bak sen çok iyi bir insansın, ama bilmediğin çok şey var."ansızın sesler kesilirdi... sessizlik ölüm biriktirirdi... asıl savaş bu sessizliklerde birikirdi... insanlar böylesi sessizliklerde birini yaralar ve öldürürdü... hiç kan akmazdı... hiç çığlık duyulmazdı... "bak sen çok iyi bir insansın... ama bilmediğin çok şey var." böyle söyledi ve gitti... hiç kanım akmadı... hiç sesim çıkmadı... ölmedim de... o an içimde bir şey yükseldi yukarıya doğru, yüzümü tuttu şefkatli elleriyle, sarılıp öptü beni iyi kalpli kederim.ben de ona sarıldım. ne zaman 'karanlık bir vadide' kaybolacak olsam, ne zaman umutsuzluktan ölecek olsam gelip sarılırdı.aşksız, sevgisiz yapamam ben.bu bir eksiklik midir, zayıflık mıdır, bilemem.eğer hayatımda aşk yoksa durmadan o zavallı kalbimi delik deşik ederim.kimseyi suçlayamam ama en büyük kötülüğü kalbime yaparım. böyle zamanlarda o 'güzel kederim' bana sarılıp,beni korumasa hiçbir sabaha çıkamazdım ben. hiçbir yola. "bak sen çok iyisin, ama bilmediğin çok şey var..." neydi bilmediğim? iyi olduğum içim mi, hep koşulsuz sevdiğim, sevdiğim insana kendimi bütünüyle adadığım için mi kaybediyorum, durmadan... sevdiğim kazanmam için kötü olmam mı gerekiyordu? ama kötü olursam sevgim ne olacaktı? kötülükle sevgi kalbimde aynı anda nasıl barınacaktı? hayatta hep değişmez roller mi vardı?hep kendini saklayan, hep güçlü olan, kötü olan mı kazanacaktı? kazanmak... sevgide kazanmak diye bir şey olabilir mi? ne adına, niye kazanmak? sevgi, boyun eğmektir bir anlamın önünde. sevgi bir yücelişin içinde erimektir. sevgi, kendi sınırlarını sevdiğinin sınırları içinde kaybetmektir. ama bu cümlelerin bu hayatta yeri yoktu. bu dünyada kurallar kadar amansız ve kader gibi acımasız roller vardı.birileri kullanılıp kullanılıp terk ediliyor, diğerleriyse hep özleniyor,hep aranıyor ve hep vazgeçilmez oluyordu.birilerinin sevgisi hep küçümseniyor, hep ayaklar altına alınıyor, ötekileriyse hep peşinden koşulan, ne yapsa hep haklı olan asıl sevgili oluyordu. kimileri hep incitiliyor, hep terk ediliyor,kimileriyse hep kutsanıyor. yüceltiliyordu. buydu işte o acımasız kader. çünkü ben hep çok iyiydim, bu dünyaya ait değildim ya,bu yüzden ilk terk edilen hep ben olurdum,ilk vazgeçilen. garip bir rastlantı belki, kimi sevsem hep uzaklarda bir sevdiği vardı: ya ilk aşkı, ya onu terk edip giden biri. benim aşkım bana bir türlü dönmez de, o uzaktakine,o ulaşılamayan, o terk edip gidene olan sevgiyi körükler, güçlendirirdi hep. kimi derinden sevsem, o bir başkasını hatırlardı derinden. oysa ne tuhaftı ki, o derinden özlenen, o terk edip giden, o derinden hatırlanan bu hayat kadar haksız, bu keder gibi acımasız biriydi. ama bunlar önemli değildi. o güçlüydü. kötülük kadar güçlüydü. haklı, haksız olması hiç önemli değildi. o yenip gitmişti. teslim alıp gitmişti. öylesine çok sevdim ki onları, başkalarına duyduğu sevgiyi anlatmalarını sessizce,içim acıyla kanayarak dinledim. beni yitirmekten neredeyse hiç korkmadılar, çünkü bu hayata göre fazla iyiydim,bu yüzden ilk anda vazgeçilebilirdi benden.elimden kötülük yapmak gelmiyordu. sevince köpekleşiyordum, unutuyordum bütün kuralları,bütün kaderleri. öyleyse terk edilmeyi baştan hak ettiğim neredeyse baştan söyleniyordu bana. öyle gizlice, saklanarak,utanarak bile değil. korkusuzca anlatırlardı bana o uzaktaki sevgililerini.ilk aşklarını. hak vererek, saçlarını usulca okşayarak,teselli etmeye çalışarak dinlerdim onları. beni yok saymalarına acıyla katlanarak dinlerdim. ama sevgimin acısı ağır geldiği zamanlarda dayanamaz,bir an önce görmek, varlıklarını his etmek isterdim tutkuyla.hiç beklemediğim bir anda değişir, tanınmaz hale gelirlerdi. böyle anlarda bilmediğim, anlamadığım bir özgürlükten bahsederlerdi, kendin olmaktan: "birimizi öyle çok aramayalım, öyle dip dibe yaşamayalım, açık yaşayalım,hayatımıza birileri girebilir bunu anlayışla karşılayalım, birbirimizi sahiplenmeyelim, sahiplenmek sevgiyi öldürür." susar dinlerdim. katlanırdım bu sözlere. çünkü köpek gibi seven bendim. sevgide yenilmiş olan bendim. seven her şeye katlanır. sevdiğini üzmemek için kendi kanatlarını kırar. sevdiği istediği gibi yaşasın gözlerine mil çeker. aşkı bitmesin diye kendini köleleştirir. bu dünyada koşulsuz sevmek rezil bir şey. bana özgürlükten bahseden, sahiplenmenin sevgiyi öldürdüğünden söz eden o insanlar bir gün ansızın evlenirlerdi. benden esirgedikleri her şeyi evlendikleri eşlerine verirlerdi. o nefret ettikleri sahiplenilmekten bu defa son derece mutlu,sanki bir süre önce o sözleri onlar söylememiş gibi çekip giderlerdi benim özgürlüğümü bilmek istemeden. beni terk edenlerden tek ricam vardı. "ne olur beni bir daha aramayın. çünkü ben kolay unutamıyorum.kolay inanıyorum. ne olur aramayın. çünkü sonra çok acı çekiyorum" böyle derdim ama yine ararlardı. soluksuz, umutsuz kaldıkları bir gece mutlaka olur ve o zaman mutlakaakıllarına ben gelirdim. o yedek sevgili. o bu dünyaya göre çok iyi olan. çok iyi olduğu halde hep ilk terk edilen. yangında kurtarılması hep unutulan. sevgisi adına hep şekilden şekile giren. hep el altında tutulan. hep aynı sevecenlik tuzağına düşen. bütün gece sevdikleri insanların ne derece acımasız ve hoyrat olduklarını anlatırlardı bana. güçlü bir kayaya çarpmışlardı. girdikleri yarışları kaybetmişlerdi.başarı onlara çok uzaktı.yanlış kişiyi seçmişlerdi. bu ilişkinin sonu yoktu. verdikleri kavgada yenilmişlerdi. böyle şeyleri anlatırlardı bana.benden zayıflamış, yara almış kişiliklerini onarmamı beklerlerdi.bunu da yapardım. dudaklarımı kanatarak, göz yaşlarımı içime akıtarak, kederli bahçemi onlar için bir kez daha dağıtarak bunu da yapardım. ama sonunda bilirdim ki çekip gideceklerdi.bütün o kötü enerjilerini bana akıtıp gideceklerdi."aramayın çok acı çekiyorum" dememe rağmen,hayatla bağları zayıfladığında, kendilerini kötü hissettikleri anlarda arayacaklar ve içinde güçlü-güçsüz, kazanmak-kaybetmek, başarı-başarısızlıkkelimeleri geçen cümleleri bana bırakıp yine gideceklerdi. bir daha arkalarına bakmadan gideceklerdi. ve giderken,"bak sen çok iyi bir insansın, ama bilmediğin çok şey var." diyeceklerdi...

Nedense Bu Saatleri Hiç Sevemedim

Akşamın gönülsüz bir yar gibigecenin koynuna sokulduğurakı ve şiir saatleridirbu saatler.seni hasret duraklarında bıraktığımzehir saatleridir. bu saatler.cife bir kedi yavrusu gibiyaşamdan ölümeerinçli devir saatleridirbu saatlergitartık isteğin gibi yaşabilirsingitartık çok mahrama ıslatabilirsingözlerim gelecek peşindengözlerimin nehir saatleridirbu saatlernedense bu saatleri hiç sevemedim...

Dünyadan Farkın mı Var?

Dünyadan farkın mı var ?Ondan daha yalan geliyorsun, banaÇevrende binlerce tur dönüyorum, eeHala bir o kadar uzakta kalıyorsunSöyle dünyadan farkın mı var ? Gözlerimin önünde durup dururken duruyorsunBana hala bir o kadar hareketli geliyorsunBana dünyadan daha yalan getiriyorsunNe buluyorsun onda, anlamsızAramıza sahiller döküyorum taşları ayıklayıpYalınayak aşk olsun maksat diye Kafamı taşlara vurdunSonradan yalınayak yosunlaraKayıp gittik sayende kuramadık mavi düşlerİnşallah mutludur bir yerlerde o gözlerMektup tadında 2-3 gün beklerken birileriniZarfını yırtabilmeyiOkunabilmeyi kim istemez ?Ben öğrenemedim ki senden hiç bir şeySöyle yarDünyadan farkın mı var ?

Seni sevmek için ne kadar sebep varsa içimde ..İşte , seni sevmemek için de öyle ,Seni sevmek için ne kadar söz varsa dilimde ,Seni yermek için ,Sana ermek için ..Yok işte ,Bir yalan uyduruyorum ben kendimce ,Kendime umutsuzluk ,Sana umudum ,Yollarına çaresizlik düşmüş eşkıya ,Ben sana zehir zemberek suskunluğum ,Ben sana gözlerinden vurulmuşum ; Sana açılan kapıların üzerime kapanan sesinde ,Ben seni değil kendimi unutmuşum ;Yaralarımın kanayan damarlarına ,Uykusuz gecelerimden kör sokaklar sürmüşüm ;Ne mutlu bana ...Ne mutlu ,En çok bir yıldız kayıyor biliyormusunuz ? Bir dilek tutuyorum işte,Ellerin oluyor ... Tutunuyorum sana ..Soluksuz bir sokak lambası altında ,Şubat'a müebbet gözlerini sunuyorum sana Anlasana .....Seni sevmek için ne kadar sebep varsa içimde ..İşte o kadar yalan uyduruyorum kendime ,O kadar yalan ... Kime ne ...Kendime yalanlarla tutunuyorsam kime ne ?Kendimi sende unutuyorsam kime ne ?Sende susuyor , Sende konuşuyorsam Sende uyuyup Sende uyanıyorsam ,Vuruyorsam talan olan umudun mahzeninde kendimi ,Kime ne , Kime ne kendimi kanatıyorsam senin düşüncende ,Yalan yada gerçek ,Sen sakın gecesiz uykularımda üşüme !Ben üşüyorsam kime ne ....

Gücüm Yetmiyor Unutmaya


GÜCÜM YETMiYOR UNUTMAYA özlüyorum seni gücüm yetmiyor unutmaya, özlüyorum elini tutmayi sesini duymayi, boynuna sarilip omuzunda ağlamayi, nedensiz sevinçlerini, hasret dolu sevgi dolu sımsıcak düşlerimi özlüyorum, gücüm yetmiyor unutmaya seni aramasam da unuturum sanmistim, girmez sanmıştım hayalin hayalime, geceleri düşlerimde, gündüz baktigimda her yerde seni özlüyorum.... sensiz seninle olmayi başaracağım, sonun yaklaştığını his ettiğin gün, beyaz, bembeyaz mendilimi sallayarak, sensiz yaşamın kahrediciligine veda ederek, seninle sonsuza kavuşacağim... özlüyorum nedensiz ağlamamızı ve nedensiz gülmemizi, hayatı kolay sayıp cesur yürümemizi, karanlığın ortasinda seninle bir Mum ışığı bulmayi özlüyorum, Masamdaki o anlamsiz şiirleri Uzaklardaki o anlamsızı ve hayırsız seni, Havadaki o özgür kuşları, Ayı yıldızları seninle seyretmeyi özlüyorum, Mazinin unutulmaz sahnelerini Mum ışığını seninle yakmayi, Ellerini tutup yeniden aşkı seninle yaşamayı özlüyorum, Doyamadım sana biliyorum özlüyorum., Ben yokluguna alışırım sanmıştım, Ellerin olmasa, gözlerin olmasa yaşarım sanmışım, Rüzgardaki o esen yaprağın peşinden koşmam sanmıştım, iklimleri sensiz geçirebilirim sanmıştım, Vatandaki toprağı ve seni bi köşeye atabilirim sanmıştım, Aşkımızın mutalaka biteceğini sanmıştım, Ne kadar sansam da yanılmışımm sevgilim, her geçen gün bana seni hatirlatiyor, her rüzgarın yaprakları bana seni özlettiriyor, her geçen zaman bana sadece yetinmeyi öğretiyor, zaman bana sadece seni özlememle yetinmemi öğretiyor, ne kadar red ettimse sevgilim olmadı ve yeniden ve tekrardan seni evet seni ne kadar çok sevdiğimi anladım....... tekrar seni seviyorum demeyi öğrendim evet artık şiirlerimde sana yalanı değil doğruyu söylemeyi öğrendim, evet hiç çekinmeden hiç korkmadan söylüyorum seni seviyorum.....

YOKTUN!

Yeryüzüne düşen ilk yağmur damlası vardı o gece.Hayallerim gözümün önünde dans etti.Düşlerimdi gökyüzünden bana göz kırpan,yıldızlar değil;yalnızlığımda...Oysa aşk iki kişilikti.Çayım vardı;bir elimde kupa,diğer elimde ise o gece yeryüzüne düşen ilk yağmur damlası. Çiseleyen yağmur bile ürpertemedi bedenimi,hayalin gibi...Bense yalnızdım yokluğunda.Sadece yalnızdım işte bu aşkta, oysa aşk iki kişilikti. Denizin dalgalarımıydı azan içimdeki volkanlar misali.Oysa içim azdıkça,sustu dudaklarım.Ben sustum, bulutlar haykırdı isyanımı.Şimşekler vardı yüreğimde ürkütücü!korkutan...Sadece ben duydum,benhissetim içimdeki yalnızlığın sesini.Dudaklarım suskun gözlerimde yaş.Senise sadece yoktun!..Sadece yok! Oysa aşk iki kişilikti.Gökyüzü bir kızardı, bir kapkara oldu saçların gibi.Bak,o bile senihatırlattı bana,gözlerinin karası gibi.Gözlerin gibi öfkeliydi yıldırımlar ogece.Yeryüzüne düşen ilk yağmur damlasıydı elimdeki,elimde hayallerim bileyitmişti.Umutlarımdı yanımda olan nicedir, hayallerim ve düşlerim...Ne zaman terk ettiler beni hiç bilemedim.Sense sadece yoktun,sadece yok!Oysa,yalnızlıktı tek başına yaşanan, aşk iki kişilikti.Ellerimdeki yağmur damlalarını bıraktım yere,özgürlüğe kavuşsun diye.Büyüdü,büyüdü deniz oldu.Sonra deniz büyüdü,büyüdü okyanus oldu.Okyanuslargeçilmez, dağları aşılmazdı ve kırılmış kalbim bir düşman gibi seni andı.Sense sadece yoktun.Sadece yok!Bıraktım kalan son hayallerimi de özgürce gökyüzüne.Özgürce döndüler öncebaşımın üstünde,sonra uçtular semaya. Bir öpücük kondurdum her birine,kokumu sana taşısınlar diye.Duydun mu? Hissettin mi?"

KURTAR!!!

Y üreğim umulmayan bir gözyaşında başrol oyuncusuA ğıtlarım sensiz gecelerimin gökyüzünde bir anka kuşuŞ iirlerimin keskin ve bileniyor özlediğimi hissedişinde A kşamlarımın yorgun - argın iniltisi oluyorum yan şehrimdeM aviş gözlerinin güzelliği yakar şimdiA şkınla zaten kül olmuş bedenimK imsenin duymadığı nihavent bir çığlıktı çağırıyorumS evdamın bu yalnız akıbetinin gerçek sebebini A rıyorum birbirimize verdiğimiz tüm sözleri...!Hiç biri yok!S ende unuttuğum birkaç mavi umudum kaldıE llerinin dokunuşu kaldı ıslak kirpiklerimeN edensiz iniltilerimin çarmıhındaİ simsiz bir öpüşün kalmış sol yanağımda S onumuz kim derdi böyle olacakE skileri yüreğim zaten kalbinde eskiyecekV e artık sen olmayacakmısın bende ? M aviş gözlerinde kaybolmayacak mıyım ?E n iyi caddelerimiz yabancımı kalacak ? K urt yalnızlığınımı tanıştıracağız birbirimizin yüreğine. ? B u böyle sürmez gülüm...E ngin okyanusta yok edemeyiz iki senemizi N aciz bir ayrılık değil ölüm sessizliğidir.. Yüreğimizdekiler.H uzuru dağlara yolladım sensiz.İ çine bir tutam mavi karıştırdım. Ç ıkardım kendimden yokluğumun hüznünü.. Eşittir Yalnızlık.Ö züme sözüm geçmiyor artıkL iman yalnızlığım dinmiyor artıkM utsuzum hiç yüzüm gülmüyor artıkE llerini elimde tutamıyorum D ilim lal olmuş dönmüyor artık İ çimden sana "GEL" diyemiyorumM utluluğu sensizde bulamıyorum. ....KURTAR N'OLUR! ..

AŞK ÇEŞMESİ

Aşkın kıyılarında kurulmuş bir kentti yüreğim... Senin engin açıklarından ellerin şakaklarında gözlemlediğin. Sen beni çekmek istedikçe açıklığına, kuytu ormanlardı gizlendiğim... Çünkü senin bilmediğin, benim asla açıklarda yüzemediğim. Sen hep fırtınalı anlar istedin... Hep yükseklerde kanat çırpmak, denizin en derinliğinde kulaç atmak... Oysa; ben sen değildim. Zaten senin gibi kıyılarda değil hep açıklarda yüzseydim, aynalarımda yansıyan kıza saygım olmazdı. Bil ki; bundandır sınırlarımı keskin çizmelerim. Sen sandın ki; aşkın kitabını bir kalemde yazar, esas oğlanın resmi yerine renk renk seni çizerim. Oysa; kelimelerimin sınırsız olması, yazdıklarımda devrik cümlelerle oyun oynamam, hatta yazılarımda aşkın dibine vurmam uçlarda yaşamamı gerektirmediği gibi, paylaşımlarımı da uç noktalarda yaşamı gerektirmezdi. Bunu anlamak çok güç mü ki..? Sen; kaçamak yollarının vardığı bir çeşmede, dayayıp ağzını musluğuna kana kana içmek yerine, sıkıca kapattığın gibi musluklarımı, uzaklaşmanı seyir ettirdin. Çünkü sen; sana çoğaldığım sevgi suyumu her geldiğin anda akar zannettin. Oysa bilmez misin sen; hiç kimse vazgeçilmez olmadığı gibi, kazanmak da kolay değildi kaybedileni. Sevgiye geç kaldığın gibi, bir gülüşe, bir öpüşe sarıp merhemini, bastırdığın yerde acılarımı dindirir sandın... Devamındaki sözlerini ise kırdığın kalbimin telafisi. Sanma ki yıkılırım yokluğunda... Sanma ki küçülürüm karanlığında. Ben her yenilikte yeniden doğduğum gibi, her kayıpta döktüğüm tohumlarımdan yeniden yeşerir, yeniden filizlenirim. Çünkü, benim için yaşam sen gözlerimden düştüğünde başlar... Bir yarına, bir geleceğe uzanıp, yandığım yerde tutuştuğum ellerinden sıyrılıp, bir buzula sarılarak soğuyabileceğim gibi. Zaten sevgili; hayattan yudumlayacağımız ortak bir zaman var ise tenlerimizden birkaç yudumda tadacağımız, elbet tuzlarımız tansiyonumuzu yükseltecektir. Sevgiyi zorlamak, biz olmaya çabalamak neyi halledebilir ki..? Biz şimdi; ya zamanın getirdiği gibi yarına sarıp günleri, yaşayacağız olması gerektiği /olması gerektiğini düşündüğümüz gibi... Ya da; erteleyeceğiz tüm zamanları, dünlerimizi düşlerimizde yitirdiğimiz gibi."Yüzmeyi kısa zamanda öğrenmeli..!"Barış vakti uzak ya da yakın... Önemli olan, ucunda barış olduğunu bilmektir

Aşk Bazen Vazgeçmektir

Aşkı dinledim bir martıdan..dediki; aşk bazen vazgeçmektir usta..aşk bazen vazgeçmektir.Gönüller bir olunca samanlık seyran olurda, bir kibrit çöpü yeter dedi her şeyi bir anda yakıp yıkmaya..samanlığın seyranlığı kısa sürer usta.. Aklıma sen geldin birden....hatırlar mısın ne samanlıklar yaktık seninle..? samanlıklarda yandığımızda oldu bazı günlerde..ama en nihayetinde; anladık ki sevgi yetmiyor her şeye..Nasılda ağlardın omuzlarımda...gözyaşların tenime düşerdi...sıcacık nefesin yüzümde..sarılmışız,sanki dünya sadece o odanın içinde..ağlardın.... sen en güzel ağlayandın...Burnun tıkanırdı hani..Yanakların pembe..Yeşil gözlerinden düşen damlalardı hayatımın anlamı..Nasıl sevdim seni be!Hiç susuz yangınlar olur ya...Aynen öyle.. Ve o ne gidişti be! Hani bir şimşek gelirde tam üstüne düşer ya... aynen öyle.. Gidişinin üstünden çok zaman geçti..Çoook ..Şimdi neredesin? Kiminlesin.?.Yada kimi terk etmektesin bilmiyorum..Her gece yaprak düşüyor,martı geliyor,kayıklar sallanıyor ve benağlıyorum... Vazgeçtim çalıyor radyoda...Hava soğuk oluyor deniz kenarında..Ve hiç martı olmuyor gecenin bu berbat karanlığında.. Aşkı dinledim bir martıdan..dediki;aşk bazen vazgeçmektir usta..gönüller bir olunca samanlık seyran olurda..bir kibrit çöpü yeter dedi her şeyi bir anda yakıp yıkmaya..samanlığın seyranlığı kısa sürer usta..Eyvallah!! Aşıklara en çok şahit olan sensin..Aşkı en iyi sen bilirsin.Ne desen inanırımda... Bi sözde ben söylemeliyim sana...Aşk zaten vazgeçmektir usta..Aşk zaten vazgeçmektir... Gönüller bir olmaz.. Samanlıkta seyran...Kibrit çöpleri de en etkisiz eleman bu masalda..Ne ben? Ne de o kız?Bu masalda tek gerçek sensin aslında....

2 Eylül 2007 Pazar

SEVMEZ MİSİN?

Uzaktasın ama değilsin aslında. Yüreğimden kalkan kelebeklerin saçlarına konduğu an, bizi zaman ve uzaklığın asla ayrı koyamayacağını anlamıştık ikimizde.. İki beden iki farklı yerde olsa bile, ruhların buluşmasını ne engeller? Özgür bırak ruhunu. Gecenin karanlığını delen beyaz bulutlara binip gelsin ve buluşsun benimle. Sen aslında "ben" sin. Şimdi ne düşünüyorsam aynını düşünüyorsun biliyorum. Sabah uynadığımda yanımda olmayışının acısını daha geceden hissediyorum, uykularım kaçıyor.. Gözlerinde hüznü, gözlerinde sevinci, gözlerinde en yaramaz çocuğu gördüğüm anlar geliyor aklıma. Sende bak gözlerime. Orada yıllara meydan okuyan solmamış ve asla solmayacak bir aşk var. Senin aşkın... GÖRMEZ MİSİN? Sesleri ayırt edemiyorum bu gece, ne garip.. Aklımda sadece senin söylediğin şarkılar var. Ondan belkide! Seni dinliyorum. Bir şarkıda ben söylemek istiyorum seninle. Sesimizin duyulmadığı yer kalmasın istiyorum. Avazımız çıktığı kadar bağıra bağıra söyleyelim. Şarkımız bütün aşklara marş olsun. SÖYLEMEZ MİSİN? Yine bir sahaba karşı sen uyumak isteyipte uyuyamadığın uykulara hasretken çalacağım kapını. Tüm ışıklar sönecek, saatlerce el ele oturup tek kelime etmeden bakışacağız. Yok edeceğim korkularını. Bunca gün nasil sevmişsem seni öyle seveceğim bundan sonra'da.. Ya SEN BENİ.. SEVMEZ MİSİN?

GİTTİĞİNE İNANSAM...


Gittiğine inansam dönmeni beklerdim Köhne gemiler geçiyor içimden Hangi sokağa dalsam Hangi kapıyı çalsam ardında sen Hep sesine bi kulaç kala boğuluyorum Bilmem sen mi erken demir alıyorsun Ben mi geç kalıyorum Ellerimi bıraktğın yerden Çığlar yuvarlanıyor ta şurama Her gece fırlatıp denizlere Yitirilmiş tebessümleri Bi cigarayla parmak uçlarımı öldürüyorum Çürümüş rüyalardan arta kalan mirasımla Yolcusuz yollara döndüm Alnımdaki girdaplar şimdi kan tarlası
-Fırtınalar kopuyor demişsin Yüreğinin en rüzgarsız yerlerinde Oysa ben bin mevsim sana fırtınalandım Sen bilmedin Gittiğine inansam dönmeni beklerdim

ELİMDE RESMİN


YETERKİ SEN ZAMANI VER

Son kez gölgemden gölge koptuHem de çok derinden Dertliyim Sesin yok tenin yok Sessizlik son kez Tüm o sevgilerimi geri ver Bırak Yoruldum çok yolun açık olsun Kimse geri dönmez Herşey biter Sen mi kaldın bir yalnız Herşey diner Yeter ki sen zamanı ver

Bugün rüzgarın sesini dinledim. Her zamankinden farklıydıAcı vardı uğultusunda Konuşmak istedim onunla ama Bir damla göz yaşı sundu bana.Herşeyi anlatırcasına Çaresiz haykırırcasına..
Vuruldum vuruldum düştümYine kalktım ayaktayımİskeletim düzgün amaKalp vurgunu olmaktayım Gelen giden itti beniYalpa yaptım ayaktayımGörüntüm kurtarsa dahiKalpten su almaktayım"Sen neymişsin" deme banaKalp takıldı kaldık sanaBenim çarem sende imiş...