17 Şubat 2008 Pazar

KAYBEDİLMİŞ BİR GEÇMİŞ

Kaybedilmiş bir geçmişin
İzlerini taşırken avuçlarımda
Ayak izlerim siliniyor hayattan
Farkındayım....

Yüreğimdeki bu yük
Gözlerimi yaksada her gece
Ne vazgeçmek var
Nede silmek parmak izlerini hücrelerimden...

YÜZÜNÜ YÜZÜMDEN SÖK AT

Sana ulaşabilmek içindi,
Sevda yolunda yaşadığım bütün düşmelerim...
Hayata karşı girilmesi gereken kavgaydı aşk.
Girdim...
Senin yaralı düşlerin sokmuştu beni bu yola.
Sevmeye ne kadar da istekliydin
Mutluluğa olan özlemini, hasretini dile getirirken,
Ve terlerken sarılmalar arasında,
Ne kadar da benimdin!

Belli etmiyordum ama
Ben de mutsuzdum en az senin kadar...
Kırılgan, vazgeçmiş...
Kazandığından fazlasını kaybetmiş bir yolcuydum bu yolda.
Evet mutsuzdum ama asla umutsuz değil!
Senden tek farkım buydu aşktan söz açıldığında...

Tam konacakken avcunun içine aşk,
Tam da yüzüne gülmeler inecekken gözyaşlarına inat,
Sen aldın tüm senli umutlarımı,
Kendi mutsuzluğunun içinde anlamsız kıldın...
O halde, yüzünü yüzümden sök at!

Sana bu kadar kızgın olmazdım inan;
Umutlarımı,
Mutsuzluğuna kurban vermeseydin...
Keşke...

Keşke diyorum, ben gelmeden sen gitmeseydin...


Gittin...
Oysa çoğaltmak vardı sevdayı...
Canlı tutmak vardı her zaman, hayatın en güzel kavgasını...

Gittin...
Sen harcayan oldun...
Umutlarım harcanan...
Bense;
Yürüdüğü yolda eskisinden daha öfkeli, daha kırılgan

Bir masum bakışınla geldiğin gibi

Bir masum bakışınla geldiğin gibi En zalim gülüşünle git… Sana ağladığım sessiz gecelerimi bana bırak Başkasının kollarına en sonsuz çığlığınla git… Hani ömrüm,sonum sen olacaksın demiştin ya Ben sonun olamadım şimdi sonuna git… Senden bana bir acı tebessüm kalsın sadece Anılarımızı yakta öyle git… Işığım olmasanda koyu karanlıklarda Bir kibrit çakarım umutlarıma düşünme git… Kaybolmuş olsamda puslu soğuklarda Ayak izlerini yüreğimden sil de git… Ben kovamadım seni şu deli gönlümden Kalbime hapsolmuş yüreğini al da git… Sende öğrensem de aşkı da acıyı da Sahte sevdanın küllerini savur da git… Hiç bakma giderken ardına Ben bir şiir daha yazarım onu basarım yüreğime git… Hiç düşünme yarıda bıraktığını Sana yıpranmış yüreğimi avuçlarıma bırak da...

Beni hayata en çok ihtimaller bağladı

Beni hayata en çok ihtimaller bağladı
Bir mutluluk ihtimaline kapılınca sarıldım hayata böyle sıkı sıkıya...

Hayatı değil ihtimalleri sevdim
Seni sevdim
Ama sana kavuşma ihtimalim olmadan
Ben seni sevdim
Kavuşamamak ihtimalini bilerek...
Acı çekerek

Ben hayatta en çok ihtimalleri sevdim
Bir mutluluk ihtimaline kapılınca
Yaşamaya karar verdim
Seni sevdim
Mutsuzluk ihtimalleri içine düştüm
İhtimaller çakıştı...

Ben de yağmurlar nüksetmişti
Mutluluk ve mutsuzluk ihtimalini bir arada yaşatıyordum

Çok acı yaşıyordum içimde
Ama ihtimaller vardı ya çok sevdiğim...

Sana kavuşamayacağım ihtimaline ağlarken
Belki mucize olur
İhtimaline kaptırdım kendimi

Ben hayatta en çok ihtimalleri sevdim
Ama en çok belki ihtimalini...

HANİ İNCE BİR HÜZÜN DUYARSIN KİMİ ZAMAN

Hani ince bir hüzün duyarsın kimi zamanSarkılar daha bir dokunaklıdır.Ve sanırsın ki hiç kimse yok elinden tutanOysa her sözün her hüznün ardında ümitler gizlidir.Bulutların ardındaki günesler gibiYagmur sonrası çıkan gökkusagı gibiVe unutma sevgi gibi,dostluk gibi,ask gibiEger bir gün yalnızlıklar duyarsanInceden yaslar süzülürse yanagına Ve unutuldugunu sanıp bir sızı baslarsa yüregindeO zaman gökyüzüne bak.Bulutların ardındaki günese,Çalıların ardındaki çiçegeBırak pencerelerinden yagmur dolsun içeriyeVe aç avuçlarınıSana ugur böcegimi gönderiyorum,Avucuna konsun diye

HOŞÇAKAL BEN ARTIK GİDİYORUM...

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim...Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildigim yazmak oldugundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yaziyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek istiyorum...Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim. Kendimden ve senden habersiz "bir tanemmm" olmuştun sen... Öyle ya; Sen bir taneydin; Eşin benzerin yoktu yeryüzünde, Yoktu Sen Kadar Güzel Güleni!Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın... Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok... Ben senden vazgeçmek istiyorum!Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum... Sesini duymak için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek, ismini duydugumda içimin titreyip,gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum... Senin benim için herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen... Zaten kolay olan ne vardı ki benim için; Sanki seni öldürmemle sevmem arasında hiçbir fark yoktu.... Ve ben hep sevgim yüzünden cezalıydım...Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek, saatlerce sana sarılı kalmak,sadece ama sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak, bir sabah gözlerimi açtıgımda yanımda seni bulmak isterken, sen sevgimle utanmamı sagladıgın için galiba gerçekten "bir taneydin"!Işte bu yüzden imkansızlıgına hep inandım!Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever oldugumda, sen benim her şeyim oldugunda ben senin için hiç yoktum... Bu yüzden yalnızlıklarım, aglamalarım, özlemlerim canını hiç acıtmadı.Benim tarafımdan sevilmek belki de hayatında önemseyecegin en son şeydi...Keşke kendi dünyamda bir zamanlar seni sevdigimden hiç bahsetmeseydimSen beni hiç sevmedin!Ben Seni Seviyorum dedigimde Seni Seviyordum!Ben Seni Özlüyorum dedigimde Seni Özlüyordum..Ve gerçekten az zamandada olsa çok sevdim...Ve Ben Simdi Senin Hayatından Gidiyorum!Ben Kaybettim...Sen Kazandın!Artık sesimi duymayacaksın...Sana sımsıkı sarılmak istiyordum, kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek, sana sımsıkı sarılmak istiyordum.... Gelmedin!Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum... hosçakall canım..

YİTEN SEVDA SOKAĞI

YİTEN SEVDA SOKAĞI sen giderken akşamın kızıllığında gebe kadınlara benzer önce gri sonra kararan renkleriyle yağmur taşıyan bulutlar yuvasından uzak son kuşları kovalıyordu oysa senin baharların vardı gökyüzü ve denizler mavi ağaçlar yeşil ve çiçekler rengarenkti şimdi mevsim hep karakış yokluğun sarmaşık gibi dolanırken bedenime
'sen' umutları açık denizlerde bir daha aynı limana dönemeyecek batan gemilerde kalır oysa sevda rüzgarlarının doldurduğu yelkenliye binip haritalarda yeri olmayan uzak ülkeler görecektik şimdi karşı kaldırımlar dahi ulaşılmaz çatılarda umut taşıyan güvercinlere inat ayrılıklar tünerken dalından erken kopmak isteyen yaprağın telaşı içimde yiten sevda sokağına sararan resmini döküyorum